6 Temmuz 2014 Pazar

Gizemli Medeniyetler/Yapılar - Kayıp Kıta Mu (1)

                                      Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 1932 yılında itibaren Türk Tarih Tezi üzerinde çalışmalara başlamıştır. O yıl Triyeste Konsolosluğu görevini yürüten Tahsin Mayatepek Atatürk'e gönderdiği bir raporda Colomb öncesi Amerikan halklarının, özellikle de Mayaların dillerinde çok sayıda Türkçe sözcüğe rastlandığını iddia ediyordu. Bunun üzerine Atatürk, Mayatepek'i Mayalar hakkında araştırmalar yapması için Meksika Büyükelçiliği'ne atamıştır.
                                   
                                          Tahsin Mayatepek ve ailesi

                   
                                     Tahsin Mayatepek, Meksika'da yapmış olduğu araştırmalardan elde ettiği belge, bilgi ve değerlendirmeleri 14 rapor, 3 defter halinde Atatürk'e göndermiştir. Bugün bu raporlardan 6 tanesi kayıptır. ( Raporlar için : http://www.tdkkitaplik.org.tr/gun_dil.asp
                                     Mayatepek, araştırmaları sırasında James Churchward isminde bir yazarın kitaplarıyla karşılaşır. (Kayıp Kıta Mu, Mu'nun çocukları, Mu'nun kutsal sembolleri, Mu'nun kozmik güçleri) 
                                     
                                                    James Churchward


                                      Churchward, 1883 yılında İngiliz ordusuyla Hindistan'da görevliyken bir tapınağa konuk olur. Burada rahip Rishi ile tanışır ve iyi birer dost olurlar. Çalışmlarında Rishi'ye yardımlarda bulunur.
                                      Bir süre sonra rahip Rishi, Churchward'a tapınağın mahseninde bulunan kil tabletlerden bahseder. Churchward da çok merak eder ve uzun ısrarların sonunda Rishi'yi tabletleri çıkarması konusunda ikna eder.
                                       Rahip Rishi, bu tabletlerde kullanılan dilin, insanoğlunun ilk dili olduğunu söyler. James Churchward, tabletlerde kullanılan dili çözmek için 2 yıl uğraşır ve sonunda çözmeyi başarır. Churchward'a göre bu dil Naga-Maya dilidir.
                                       Tabletler günümüzden 15.000 sene önce Hindistan'a gelen Mu rahipleri olan Naakallerce yazılmıştı. Tabletlerde "Mu" isimli bir kıtadan bahsediliyordu. Pasifik Okyanusu'nda yer alan bu kıta, çok ileri bir bilimsel, kültürel vs. düzeye geldikten sonra M.Ö. 12.000'lerde büyük bir felaket sonucu sulara gömülmüştü.
                   

                             James Churchward'ın "Kayıp Kıta Mu" kitabındaki hayali harita. (1927)


                                   Churchward, tapınaktan ayrıldıktan sonra hayatının geri kalanını Mu kıtası hakkında araştırma yapmaya adamıştır. 50 sene boyunca Carolin Adaları, Güney Pasifik'in bütün takım adaları,  Orta Asya, Birmanya (Myanmar), Mısır, Mezopotamya ve Amerika'ya gidip Mu kıtası ile ilgili izler aramıştır. 
                                    Amerikalı arkeolog William Niven 'in Meksika'da yaptığı kazılar sonucu ortaya çıkan tabletler Churchward'ı heyecanlandırmıştır. Churchward, Niven'in Meksika tabletlerini deşifre ettiğinde, Hindistan'daki Naakal tabletlerinde bilgilerin bu tabletlerde de yer aldığını ve örtüştüğünü görmüş. Mu kıtasının varlığına iyice inanmaya başlamıştır. (1921)
                                   Bütün bu tabletlerde yazılanlara göre erken dönem Grek, Kalde, Babil, Sümer, Pers, Uygur ve Maya uygarlıkları Mu kökenlidir. 
                                   Churchward'a göre bugünkü Hawaii, Paskalya Adası, Fiji Adası, Marshall Takım Adaları gibi Mikronezya, Polinezya, Okyanusya, Malezya ve Pasifik Okyanusu'ndaki adalar grubu Mu kıtasının su üzerinde kalan parçalarıdır.
                                  Rahip Rishi, kutsal olarak kabul ettikleri Naakal tabletlerini Churchward tarafından götürülmesine izin vermemiştir. Ancak Niven'in keşfettiği tabletler bugün Mexico City Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir. 


                                            Amerikalı arkeolog William Niven

                 William Niven, Zümrit tabletleri adı da verilen Meksika tabletlerinin bulunduğu yerde.


                             Niven tarafından keşfedilen Zümrüt tabletlerinin bir kısmı.


                                  Tahsin Mayatepek, Churchward'ın bu kitaplarını okuduktan sonra Atatürk'e ilk kez 7. raporda Mu kıtasından ve James Churchward isminden bahsetmiştir. Atatürk de kitapları merak eder ve fiyatını göndererek getirtir. 20 kişilik bir tercüme heyeti kitapların tamamını 8 gün gibi kısa bir  sürede tercüme ederler. Atatürk kitapları büyük ilgiyle okur, üzerilerine notlar alıp işaretler koyar. Hatta Atatürk, Mayetepek'ten Churchward'ı Türkiye'ye gelmesi için ikna etmesini istemiştir. Fakat Churchward çok yaşlandığından Türkiye'ye gelememiştir.
                                  James Churchward dışında Fransız bilim insanı olan Dr. Augustus Le Plongeon ve eşi Alice, 19.yy sonlarında Maya harabelerini incelemek için Meksika'daki Yucatan yarımadasına gitmişlerdir. Le Plongeon, aynı zamanda Maya şehirlerinin ilk kez fotoğraflarını çeken kişidir. 

                         Le Plongeon'un ormanın derinliklerinde keşfettiği Maya heykellerinden biri.

                                  Le Plongeon, araştırma ve incelemeleri sonucunda Sümer, Akad, özellikle de Antik Mısır uygarlığı ile klasik dönem Maya uygarlığı arasında şaşırtıcı benzerlikler bulmuştur. Bu uygarlıkların "ortak kökenli" olduğunu sonucuna varmıştır. Bunun da sonucunda Mayaların bazı atalarının anavatan Mu'dan geldiğini iddia etmiştir. 
                                  Yine bir başka bilim insanı, arkeolog olan, Truva antik kentinin kaşifi Heinrich Schliemann aynı zamanda Atlantis'in izini sürüyordu. Schliemann, özellikle Meksika ve Hindistan'da yaptığı araştırmalar sonunda bulup deşifre ettiği bazı yazıtlarda Mu'nun varlığına yönelik önemli ipuçlarına ulaşmıştır. Schliemann, Troano Elyazması ve Lhasa Belgesi'ne dayanarak Atlantis'in aslında Mu kıtası olduğunu iddia etmiştir.

                                  Atatürk'ün Türk Tarih Tezi'ni oluştururken aklında önemli bir soru vardı. Türkler, Anadolu'ya Orta Asya'dan göç etmiştir ancak Orta Asya'ya nereden gelmişlerdir ? Churchward'ın kitaplarını okuduktan sonra Atatürk çok heyecanlanır. Sorusunun cevabına adım adım yaklaşır. Fakat bu konunun daha somut ispatlara ihtiyacı olduğunu düşünür. Bu konu üzerine araştırmalarını yoğunlaştıran Atatürk malesef Türk Tarih Tezi'ni ispatlayamadan hayata gözlerini yumar.



Kaynaklar :
-Atatürk ve Kayıp Kıta Mu 2 / Köken - Sinan Meydan
-Lemurya ve Atlantis - Shirley Andrews

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder