24 Haziran 2014 Salı

Gizemli Medeniyetler/Yapılar - Paskalya Heykelleri

                        Antik medeniyetler, gerek taşlara çizdikleri resimlerle, gerek yaptıkları heykellerle, gerekse inşa ettikleri yapılarla insanlığa önemli eserler kazandırmışlardır.
                       Bu eserler genellikle dini, sanatsal, mimari açıdan büyük önem taşır. Fakat bugün öyle yapılar, heykeller var ki, hala hangi amaç doğrultusunda yapıldıkları çokça bilim insanı tarafından uzlaşılamayan bir konu haline gelmiştir.
                       Dünyanın en doğusundaki nokta olarak kabul edilen Paskalya Adası'nın kuzeyinde yer alan heykeller bir çok bilim insanı tarafından merak konusu haline gelmiştir. Tahminen M.S. 1100-1600 yılları arasında inşa edildikleri düşünülüyor. Bazılarının 50 ton ağırlığa, bazılarının 33 metre yüksekliğe sahip olan heykellerden 638 tanesi numaralandırılıp kategorize edilmiştir. Sayılarının 1000'in üzerinde olduğu tahmin edilmektedir. Bunların kimi hala ayakta bulunmasına karşın kimi de yıkılmış vaziyettedir.
                      Bu gizemli anıtlar sertleşmiş volkanik küllerden yapılmış ve normalden çok daha uzun insan başlarıyla, sivri çeneleriyle, iki kollarıyla kısa bir vücutları vardır.
                   




                    Hollandalı kaşif Jakop Roggeveen adayı keşfettiğinde 1722 yılının Paskalya'sıydı. Bu yüzden adaya bu isim verildi. Roggeveen adada heykelleri gördüğünde hala sapa sağlamdılar. İngiliz kaşif ve haritacı Kaptan James Cook 1774'te adaya gittiğinde heykellerin çoğunun yerinde olduğunu gördü.
  
                  Burada en büyük sır, ada halkının bu devasa heykelleri nasıl taşıyıp şuan bulundukları yerlere yerleştirdikleridir. Dil bilimsel verilerden yola çıkıldığında, Paskalya'ya insanlar ilk kez M.Ö. 2000'lerde Güneydoğu Asya'dan başlayan göçlere gelmişlerdir. Yapılan DNA araştırmalarında, buraya Güney Amerikalıların yerleşmiş olmaları imkansız. ( O dönemde Güney Amerika'nın ileri bir uygarlığı olan İnkalar'dan Paskalya'ya herhangi bir göç olmadığı anlaşılıyor.) Bu kadar küçük, fazla göç almayan ve en yakın yerleşim yerine bile 2250 km uzaklıkta olan ( Pitcairn Adası ) Paskalya Adası'nın halkı bu heykelleri yapmasının amacı neydi ve nasıl yaptılar ? Güneydoğu Asya'dan M.Ö. 2000'lerde göçlerin başladığını düşünecek olursak ( ki Asya'da bu tip heykellere bugüne kadar rastlanmamıştır. ), bu heykellerin ne amaçla yapıldığını çözmek hayli güçtür. 
               
                 







                   Burada saptanamayan bir başka sır da Moai ismi verilen bu heykellerin üzerinde bazı yazıların olması. Bu yazı Rongorongo diye adlandırılan yazı türüdür ve henüz çözülmüş değildir. Honolulu (Hawaii'nin başkenti), Santiago ve Avrupa'nın çeşitleri yerlerinde Rongorongo yazısıyla yazılmış 25 tablet bulunmuştur. Bugün Paskalya Adası'nın yerlileri olan Rapa Nuiler bu dili okuyamıyorlar. O zaman bu heykelleri kimler yaptı ? ( Rongorongo, bazı dil bilimciler tarafından Rapa Nui diline akraba olan bir Polinezya dili olduğu söylense de hala tam olarak ispatlanmış değildir. )

                                      Rongorongo diliyle yazılmış bazı tabletler :






                 
                    Kaliforniya Üniversitesi'nden Jo Anne Van Tilburg, adada 15 yıldan fazla araştırma yapmıştır. Mevcut insan gücü, materyaller, kaya tipi ve en kolay taşıma yolları hakkında veriler içeren bilgisayar similasyonu kullanan Van Tilburg, heykelleri nasıl taşındığı konusunda inandırıcı bir hipotez oluşturdu. Buna göre, heykeller önce tahta bir kızağa sırt üstü yatırılıp, tahtadan yapılmış kano şeklinde bir merdiven üzerine hareket ettirildi. Tören alanına gelindiğindeyse kızaklar yardımıyla dik konuma getirdiler. 1999 yılında Van Tilburg, 73 kişilik bir ekiple kuramını test etti bu metodun heykellerin taşınması ve yerleştirilmesi ile ilgili en mantıklı öneri olduğu görüldü.*

                    Adanın yerlilerince çok büyük önem arz eden bu heykellerden dolayı 80'li yıllarda Paskalya Adası'nın tamamı Şili hükümeti tarafından tarihi alan ilan edilmiştir. ( Paskalya Adası, 1888 yılından beri Şili Devleti toprağıdır. ) 1995 yılında da UNESCO tarafından Rapa Nui Ulusal Parkı Dünya Mirası Listesi'ne alınmıştır. 
             
                   Kimi "fantastik" bilim insanına göre Stonehenge, Mısır piramitleri ve Paskalya heykelleri uzaylılar tarafından yapılmıştır ! O dönemlerde yaşayan insanların bu tür yapıları yapamayacağı, bilimden tamamen uzak olduğunu düşünmek, kör cahilmiş gibi göstermeye çalışmak çok büyük yanlıştır. Olaya direkt olarak bunları ancak ve ancak uzaylılar yapmıştır diyerek girmek ve bu yönde ispatlar arayışı içinde olmak bilimin tarafsızlık ilkesine aykırıdır. Senelerden beri anlatılan taş devri insanı modeli medeniyetten uzak, sadece avlanan, mağarada yaşayan başka da hiç bir şey yapmayan, tıraş olmadıkları için saçı sakalı birbirine karışmış pislik içinde maymuna benzeyen bir insan tipidir. Bundan binlerce sene önce insanlığın yapabilecekleri arasında böylesine mühendislik harikası yapıların olduğu, bilimle ilgilendiğini bir türlü düşünmek istemeyen sadece kendisini kandırır. O dönemlerde yaşayan insanlar da gayet ileri medeniyetler kurmuşlardır. Bunu sadece kendilerine itiraf etmek istemiyorlar. Araştırılması gereken konu bu yapıların nasıl yapılmış olduğudur. Bunun elbet mantıklı ve bilimsel bir cevabı vardır ancak şuana kadar ne yazık ki bulunamamıştır. 


(*) - Gizlenen Tarih - Brian Haughton

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder